BİLİM
Yüzyıllardır insanoğlunun yeryüzündeki yaşama ortamına duyduğu merak, yaşam standartlarını yükseltecek bir etkinliğe bürünmeye başladı. Olağan gibi görünen olayları anlama çabası, aslında dünyanın gizemlerle dolu bir yer olduğunu ve bunları çözümlemek gerektiği gerçeğini doğurmuştur. Geleneksel bilim sadece anlamaya ve çözmeye gereksinim hissetse de, ileri safhalara bölünen bilim türleri sadece çözmeyi değil çözümden öte ilerlemeyi de kapsar. Geçmişe bakıldığında en önemli sayılan bilim dallarından bazıları matematik, geometri, gök bilimi ve tıptır sonraları Fizik ve kimya da bir çok alanda gelişme kaydetmiş dünyanın anlaşılmasına katkıda bulunmuştur. Çok çeşitli matematiksel çözümleme sistemlerinin geliştirildiği ilk zamanlardan bu yana hâlâ yeni formüller, sistemler, kuramlar geliştirilmektedir ki bu da bilimin sürekliliğine bir örnektir. İşte bu süreklilik bizim eğitim anlayışımızın temellerinden biridir. Yani sürekli bir merak ve keşif duygusuna sahip bireyler yetiştirebilmek. Dünyanın ve insanın anlaşılmasını kolaylaştıracak çözümlemelerin farkında , bilimle birlikte gelişen teknolojiyi doğru kullanabilen bireyler olabilmelerini sağlamak.